İnternetin sağladığı kolaylıklar, her geçen gün daha fazla insanı çevrim içi dünyaya çekiyor. Ancak dijitalleşmenin hızla artması, suç dünyasının da yöntemlerini değiştirdi. Artık hırsızlar, kapı kilidi kırmak yerine, parmaklarınızın ucundaki verileri çalıyor. 2025 itibarıyla bilişim suçlarında ciddi bir sıçrama yaşanıyor. Yapay zekâyla desteklenen dolandırıcılıklar, sahte alışveriş siteleri, deepfake teknolojisiyle üretilen videolar ve kullanıcı bilgilerini hedef alan zararlı yazılımlar, Türkiye’de on binlerce kişiyi mağdur etmiş durumda.
Suçlar Dijitale Taşındı, Yöntemler Gelişti
Emniyet Genel Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Dairesi’nin raporlarına göre, Türkiye’de bilişim suçları son iki yılda yüzde 73 oranında arttı. Bu artışın arkasında, teknolojiye daha fazla entegre olan bireyler kadar, suç örgütlerinin dijital beceriler kazanması da var.
Özellikle yapay zeka destekli dolandırıcılık girişimleri son dönemde öne çıkıyor. Kendi sesinizi taklit eden bir yapay zeka ile aranan vatandaşlar, “anne” ya da “baba” gibi kelimelerle başlayan konuşmalarla kandırılıyor. Karşıdaki ses tanıdık geliyor, içerik ise acil para talebi içeriyor. Bu tür yöntemlerle binlerce lira dolandırılan mağdurlar, karşılarındaki kişinin aslında bir yazılım olduğunu fark ettiklerinde çoktan geç kalmış oluyor.
Sahte Siteler ve Uygulamalar Cepteki Parayı Hedefliyor
Bilişim suçlarının en yaygın formlarından biri sahte web siteleri. Özellikle özel günlerde (Bayram, Sevgililer Günü, Efsane Cuma vb.) sosyal medya ve mesajlaşma uygulamaları üzerinden yayılan “indirim linkleri”, kullanıcıları sahte alışveriş sitelerine yönlendiriyor. Gerçek sitelerin birebir kopyalanmış versiyonlarında kredi kartı bilgilerini paylaşan vatandaşlar, hem ürün alamıyor hem de hesaplarını boşaltılmış halde buluyor.
Mobil uygulama mağazalarında da benzer tehlike söz konusu. Gerçek uygulamaların birebir benzeri olan sahte uygulamalar, özellikle finans, kripto para ve yatırım kategorilerinde kullanıcıları kandırıyor. Uygulama yüklendikten sonra cihaz erişimine izin isteyen yazılımlar, kullanıcının SMS’lerine, çağrılarına, konumuna hatta banka uygulamasına ulaşıyor.
Siber güvenlik uzmanlarına göre, kullanıcıların “indirme sayısı” ve “yorum puanı” gibi göstergelere bakarak hareket etmeleri, tek başına yeterli değil. Çünkü dolandırıcılar artık sahte yorumlar ve botlar kullanarak güven algısını da manipüle edebiliyor.
Yapay Zeka ile Üretilen Tehlikeli İçerikler
Yapay zekâ yalnızca ses taklidiyle sınırlı değil. Artık görüntüler de gerçek dışı ama ikna edici şekilde üretilebiliyor. Deepfake teknolojisiyle oluşturulan sahte videolarda kamu görevlileri, sanatçılar, gazeteciler veya şirket yöneticileri “sözde” konuşmalar yapıyor. Bu videolar üzerinden halkı yanıltmak, yatırımcıları yönlendirmek veya kişisel itibarları zedelemek mümkün hale geliyor.
Son dönemde bir iş insanının, deepfake yöntemiyle hazırlanmış bir konuşması sosyal medyada hızla yayılmış; yatırım tavsiyesi verdiği iddia edilen bu sahte içerik yüzünden binlerce kişi para kaybetmişti. Olayın ardından soruşturma başlatılsa da mağdurlar zararlarını geri alamadı.
Kripto Para Dolandırıcılıkları Zirvede
Kripto para piyasasındaki hareketlilik, dolandırıcıların iştahını kabartıyor. “Yapay zekâ ile çalışan kripto bot”, “otomatik al-sat sistemi”, “garanti kazanç” gibi vaatlerle kullanıcıları kandıran yüzlerce sahte platform var. Sadece 2024’ün ikinci yarısında Türkiye’de 600 milyon TL’nin üzerinde kaybın yaşandığı tahmin ediliyor.
Bu platformlara genellikle sahte reklamlarla ulaşan kullanıcılar, kazanç ekranı gibi görünen ama aslında simülasyon olan sistemlere para yatırıyor. Para çekmek istediklerinde ise sistem “komisyon”, “vergi” ya da “doğrulama” adı altında yeni para talep ediyor ve süreç sonsuz bir döngüye dönüşüyor.
Kurbanların Sayısı Artıyor, Hukuki Süreçler Yavaş İlerliyor
Siber suçlar genellikle başka ülkeler üzerinden işlendiği için, hukuki süreçler uzun ve karmaşık olabiliyor. Birçok suçlu, yurt dışı IP’leri ve sahte kimlikler kullanarak yakalanmaktan kaçıyor. Türkiye, bu nedenle uluslararası iş birliklerini artırmış durumda.
2025 itibarıyla, Interpol ve Europol ile ortak yürütülen “Dijital Tuzak Operasyonu” kapsamında, aralarında Türkiye’den de isimlerin olduğu 400’den fazla kişi gözaltına alındı. Ancak bu operasyonlar suçları sıfırlamaya yetmiyor; her kapatılan sahte site yerine üç yenisi açılıyor.
Vatandaşlar Ne Yapmalı?
İstanbul bilişim avukatı, bireysel kullanıcıların alabileceği önlemleri şöyle sıralıyor:
- Her gelen bağlantıya tıklamayın. Özellikle “ödül kazandınız”, “hesabınız askıya alındı” gibi mesajlara karşı dikkatli olun.
- SPK vb. resmi sitelerden teyit yapın.
- Uygulamaları yalnızca resmi mağazalardan indirin.
- Banka işlemlerinizi yaparken SMS doğrulama ve çift aşamalı kimlik doğrulama kullanın.
- Bilinmeyen numaralardan gelen çağrılarda sesin tanıdık olması yeterli değildir; mutlaka teyit edin.
- Şifrelerinizi güçlü ve her platform için farklı oluşturun.
- VPN kullanarak kişisel bilgilerinizi koruyun.
- Kripto yatırımı yapmadan önce platformun yasal olup olmadığını araştırın.
Sonuç: Teknoloji Gelişiyor, Suçlar da Şekil Değiştiriyor
Bilişim suçları artık sadece hacker’ların alanı değil; yapay zekâ, sosyal mühendislik, sahte platformlar ve psikolojik manipülasyonlarla işlenen bu suçlar, her yaştan kullanıcıyı tehdit ediyor. Bilgisayar başında, telefonda ya da sosyal medyada geçirilen her saniye, aslında bir güvenlik sınavı anlamına geliyor.
Unutmayın: Bir tıkla kaybedilen bilgi, yıllar boyu sürecek sorunların başlangıcı olabilir.
